5 Şubat 2016 Cuma

#21 Büyük Hazine (National Treasure)

Herkese iyifilm bloğundan merhaba arkadaşlar. Bu yazımda dünya üzerinde masonluğu en açık ve iyi bir şeymiş gibi gösteren "Büyük Hazine" filmini inceleyeğim.

Fragmanına buradan bakabilirsiniz:
Büyük Hazine Fragman 

Konusuna bakalım filmimizin:
Altı nesildir hazine peşinde koşan Gates ailesi, ABD'de tarihle ilgilenen kişilerin gözünde deli muamelesi görmektedir. Gates'lerin sın nesil üyesi Benjamin Franklin hazine avı bayrağını devralmış son kişidir ve yaşamını kimsenin varlığına inanmadığı, Orta Doğu kökenli Tapınak Şövalyeleri hazinesini bulmaya adamıştır. ABD'nin kuruluşunda aktif rolü olan Özgür Masonlar derneği üyelerinin sakladığı ve yeri ABD tarihindeki kilit olaylara gizlenmiş ipuçlarında saklı olan hazineye Benjamin Franklin iyice yaklaştığını hissetmektedir. Ancak, elde ettiği son ipucu hazinenin yerinin çalınması imkânsız gibi görünen Bağımsızlık Bildirgesi'nin arkasında gizlendiğini söylemektedir. Bildirge'nin arkasına bakmanın, yüzyıllık hazine avının sonu olacağın düşünür, oysa bu sadece bir başlangıçtır.

Oyunculara bakalım:
Nicolas Cage, Hollywood sinemasının macera filmlerinin vazgeçilmez oyuncusudur kendisi. Seveni var, sevmeyeni var. Ben seven taraftayım. Oynadığı filmleri hiç sıkılmadan izlerim. Bu filmde de öyle oldu.
Diane Kruger, aynı yıl içerisinde hem Truva hem de bu filmde oynamak kendisine iyi gelmiştir diye düşünüyoruz. Daha sonra kendisini büyük yapımlarda pek göremedik.
Sean Bean, kendisinin ölmediği nadir filmlerden. Kendisini-her ne kadar ilk sezonda ölse de-"Taht Oyuncuları" dizisinde "Ned Stark" olarak tanıyoruz. Oynadığı her filmde "acaba bu filmde de ölecek mi?" diye kuşkulanmıyor değiliz.
Justin Bartha, kendisini "Felekten Bir Gece" filmleriyle tanıyoruz. Tabi ilk oynadığı filmlerden olan bu filmde kendisini gerçekten sevdik.
Diğer oyuncularda macera filmi olan bu filmde ağır gelmemiş, olmuş yani.

Gelelim incelememize:
1- Masonluk güzel bir şeymiş gibi gösteriliyor. Kendilerine "Hür Masonlar" diyorlar. Sanki onlara karışan var. Şuan dünyayı yönetiyor o "Hür Masonlar"(!)
2- Filmde herhangi bir ters köşe yok. Yani sonda ne olacağını zaten filmin adından anlıyorsunuz.
3- Fakat film sıkmıyor. Yani kendinizi konuya değil, maceranın akışına bırakın.
4- Filmde gösterilen gizli yerleri görünce "acaba gerçekten böyle yerler var mıydı? Varsa da bunu hangi kafayla yaptılar?" dedirtiyor insana.
5- Dünyanın en önemli antlaşmalarından olan 200 yıllık "Bağımsızlık Bildirgesi"ni çalmak ve bununla sokaklarda fink atmak bu kadar kolay olmamalı diyoruz.

Oyuncular 10/8, Oyunculuk 10/7.5, Konu 10/6, Genel 10/7.5
Geneli boyunca sıkmayan, konusu zayıf olan bu film bütün macera filmleri arasında İYİ FİLMdir.
Devamını Oku »

4 Şubat 2016 Perşembe

#20 İhtiyar Delikanlı (Oldeuboi)

Herkese iyifilm bloğunda merhaba arkadaşlar. Bu yazımda 2003 yılında, çıkışıyla ve konusuyla büyük yankı uyandıran, yüksek puanlar alan, Güney Kore yapımı "İhtiyar Delikanlı" filmini inceleyeceğiz.

Konuya bakalım:
Karısı ve bebeğiyle mutlu bir hayat süren işadamı Oh Dae-su bir gün evinin önünden kaçırılır. Uyandığında kendini özel yapılmış bir hücrede bulur. Karısının öldürüldüğünü öğrenen Dae-su, 15 yıllık tutsaklığın ardından serbest bırakılır. Oh Dae-su yemin etmiştir. Mutlu hayatını yok eden adamdan intikam alacaktır. Bir Japon lokantasında tanıştığı Mido, intikamını alması için ona yardım sözü verir. Daha sonra ortaya çıkan Evergreen lakaplı bir adam ona 5 gün içinde neden hapsedildiğinin nedenini bulmasını aksi takdirde Mido'yu öldüreceğini söyler. Oh Dae-su, hapsedilmesinin ardındaki gerçeği bulur. Bununla beraber başka bir gerçeği de.

Oyuncular arasında ne fazla tanınanı Min-Sik Choi'dir. Kendisini Lucy filminden de tanıyoruz. Diğer oyuncular da filme güzel uymuş.

Gelelim incelememize:
1- Filmin konusu çok çarpıcı ve cesur. Yani ensest bir ilişkinin öğrenilmesiyle doğan dedikoduların bir intihara sebebiyet vermesi ve bu intiharın intikamının alınması.
2- Mezhebi çok geniş bir film. İzleyecekseniz dini olguları katmadan izleyin. "Yok ben yapamam" derseniz direk kapatın. Zira olacaklar dinimize hiç uymuyor.
3- İntikam duygusu çok güzel yansıtılmış fakat vuruş hissiyatı çok düşük. Sanki oyun oynuyorlamış gibi görünüyor. Yani 10 kişi bir adama tek tek dalıyor. Hepsi dalsa ağzını burnunu kıracaklar ama bu sefer de film olmayacak.
4- Filmde hipnotizmanın hafıza silebildiğini görüyoruz. Fakat bu mümkün değil. Keza bir insan 15 yıl görmediği karısını ve çocuğunu unutmaz, onlar için yaşar. Onları bulmak için yaşar. Yine aile kurgusuna bir darbe.
5- Filmde dişlerin söküldüğü, dilin koptuğu sahneler var. Mideniz kaldırmayabilir. Eğer "Testere, Sevgililer Günü Katliamı" gibi filmlere dayanabiliyorsanız izleyin.
6- Tür olarak dram yazmışlar fakat ben pek bir dram görmedim. Varsa yoksa ortada deli danalar gibi koşturan, cevaplar arayan, geleni geçeni dağıtan fakat beyaz saçlı abiye gelince bir temiz dayak yiyen, yediği hipnozun etkisiyle kızına hallenen bir adam, bu adamla oynamayı eğlence haline getirmiş, her duş alışında kıçını görmek zorunda kaldığımız zengin bir sosyopat, yine yediği hipnozun etkisiyle babasına sevdalanan bir kız ve kardeşine aşık olduğu için değil de hakkında dedikodular çıkınca intihar eden bir başka kız. Konu sadece bundan ibaret. 
7- Bir insan kardeşine nasıl hallenir abi? Siz nasıl bir ailesiniz? Bir de tam sevişirlerken, bizim sığırı görüp kesiyorlar hani. Yoksa daha dehşet sahneler görecektik.
8- Açık sahneler mevcut. İzleyecekseniz yalnız izleyin.

Oyuncular 10/8, Oyunculuk 10/8, Konu 10/6, Genel 10/6
Bu film dram, gerilim, aksiyon filmleri arasında KÖTÜ FİLMdir.

Devamını Oku »